VDG ANI KİTABI

Değerli araştırmacılar,

VDG ANI KİTABI (google.com)

https://sites.google.com/adu.edu.tr/vdg-ani-kitabi/ana-sayfa

Türkiye Göstergebilim Çevresi tarafından “21. Yüzyılda Göstergeden Göstergebilime Anlamlama Yolculuğu: Dünyayı Anlamak, Göstergebilimle Yeniden Yorumlamak” başlıklı bilimsel bir kitap çalışması, aşağıda detayları verilen tema ve belirlenen sorular çerçevesinde yapılacaktır:

Doğum, yaşam ve ölüm üçgeninde insanoğlunun hayatını nasıl sürdüreceğine ya da sürdürmesi gerektiğine dair belirleyici faktör, insanoğlunun içine doğduğu göstergeler dünyasıdır. Bunun en önemli nedeni, yaşamı ve dünyayı anlamanın yolunun her gün milyonlarcası yeniden üretilen göstergeleri anlamak ve yorumlamaktan geçmesidir. Bu, bir tür iletişimdir ve ne kadar sağlıklı kurulursa o kadar değerlidir. Gözlerini dünyaya yeni açan her insan yaşamın dizgesinde barındırdığı doğal ve kültürel her türlü oluşturucu ögenin genel anlamda birer öznesidir. Doğumla birlikte gelen bu öznellik, insanı doğum ve ölüm çizgileri arasında kalan yaşam dizgesi içinde kendini gerçekleştirmek adına mücadele dolu uzun bir maceraya sürüklemektedir. Biz buna mücadele diyoruz! Çünkü insanın, merkezinde çoğu zaman öznesi olduğu yaşamın her alanında kendini gerçekleştirebilmesi ve sonucunda istediği ya da kendisinden istenen göstergeleri anlamlandırıp edinmesi ciddi bir savaşımı gerektirmektedir. Bu mücadelede insanın gerek bireysel gerekse toplumsal beklentilerin kaynaklık ettiği birtakım hedeflere ulaşıp ulaşmaması ve bu hedefleri temsil eden göstergelere sahip olup olmaması onu yaşamının sonraki aşamalarını da olumlu veya olumsuz bir şekilde etkileyecektir.

Peki, bireyin edimleri neticesinde ortaya çıkan etki sadece kendisi üzerinde mi varlık gösterecek? Elbette ki hayır! Çünkü tam da burada insanın kendini gerçekleştirmesi adına vermiş olduğu savaşımda ilişki içinde olduğu, varlığına anlam katan ve yaşamsal alanın devamlılığına olanak tanıyan toplumsal (kültürel), uzamsal (çevresel) ve zamansal (tarihsel) unsurlar da olumlu ya da olumsuz bu etkiden payını alacaktır. Bu durumda “düşünce, duyarlık ve empati” göstergeleri işin içine girmektedir. Bu üç göstergeyi edinmeyi başararak durumun bilincinde olan her özne, yaşam çizgisi boyunca içine doğduğu toplumda kendisini var eden, ona kimlik kazandıran ve varlığına değer katan göstergeleri edinim sürecinde sözü edilen ve doğal/kültürel dizgelerin oluşumuna, korunmasına ve devamlılığına katkı sunan toplumsal, uzamsal ve zamansal faktörleri göz ardı etmeyecektir. Aksi hâlde, toplumsalı oluşturan insan toplulukları, içinde bulundukları zamanda, üzerinde yaşama fırsatı buldukları uzamlarda hem kendileri açısından refah, sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam fırsatını geri çevirmiş olacaklar hem de kendilerinden sonraki nesillerin ait oldukları uzamlarda yaşama şanslarını ellerinden almış olacaklardır. Dolayısıyla bireysel olarak başlayan bir yaşam mücadelesinde atılacak her adım zamanla olumlu ya da olumsuz kitlesel olanı da etkilemeye yönelik sonuçlar doğurabilmektedir.

Bu sebeple, bilinçli 21. yüzyıl toplumlarının, yaşam alanlarını muhafaza etmeye, yaşam standartlarını yükseltmeye, doğal ve kültürel olgulara sahip çıkarak yaşamını sürdürmeye ve giderek zenginleştirmeye çalıştığı doğal ve kültürel değerleri gelecek nesillere aktarma çabası görmezden gelinemeyecek bir edimdir. Bu edimi sadece anlamlı bir bütün olarak günlük yaşamın oluşmasına katkıda bulunan değişik dizgelerde değil, bilimde de görmek mümkündür. Ancak burada bilime yapılan vurgu, bilimin doğa, kültür ve toplumsal hayattan soyutlandığı anlamına gelmemektedir. Zaten içinde bulunulan evrene ve yaşama dair birtakım kuralları araştırma ve insanoğlunun çevresiyle uyum içinde olmasını sağlama işlevleri de olan bilimi yaşamdan, doğadan ve kültürden ayrı düşünmek de olanaksızdır.

Bilimsel bilginin niteliği doğayı, kültürü, insanı ve toplumu daha iyi anlamak, sorunları tespit etmek, çözüm önerileri sunmak ve yaşama doğru bir şekilde yön vermek adına önemlidir. Bunun için bilim dizgesi içinde yer alan birçok alt bilime rastlamak mümkündür. Her dizgenin anlam evrenini oluşturan, dizgeyi anlamlı kılan, ona değer katan; sınırlılık, olgusallık, mantıksallık, kendi içinde tutarlılık ve yönteminin oluşu gibi bazı özellikler vardır. Söz konusu, belirli bir alana ait bir dizgeyi anlamlı kılan ve kendisine bilimsel olma yetisi kazandıran özellikler olunca göstergebilimi, bilim dizgesi içinde anmamak neredeyse imkansızdır. Dizgesinde sınırlılığa, olgusallığa, tutarlılığa, yönteme ve terimceye önem veren göstergebilim, bilimin farklı alanlarından birçok araştırmacının dikkatini üzerine çekmeyi başarmış ve bu yüzyılın dikkate değer bilim alanlarından biri olma özelliği kazanmıştır. Bu sebeple özellikle de günümüz göstergebilim çalışmaları dünyanın birçok yerinde o kadar ilginç noktalara ulaşmıştır ki neredeyse bundan 50-60 yıl öncesi çoğunlukla edebi metinleri çözümlemede başvurulan göstergebilim günümüzde insanoğlunun karşılaştığı sorunları belirlemede, betimlemede, sorgulamada ve sorunlara çözüm önerileri sunmada da kullanılabilmektedir.

Biz de bu çalışmada içine doğduğumuz dünyadaki doğal ve kültürel yaşam kaynaklarını merkeze alarak, disiplinlerarasılığı temel alan göstergebilimsel bir bakış açısıyla aşağıdaki sorulara cevaplar arayacağız:

  1. Doğal ve kültürel kaynakların toplumsal ve ekonomik hayattaki yeri nasıl belirlenir? Bu kaynaklardan hareketle daha yaşanılabilir bir dünya nasıl kurgulanabilir?
  2. İnsanlığın yararına sunulmuş doğal ve kültürel kaynakların gelecek nesillerle buluşabilmesini sağlamak için ne tür yollar izlenebilir?
  3. Doğal ve kültürel kaynakların toplumsal, kültürel ve ekonomik hayatı daha verimli ve etkin bir şekilde desteklemesi ne tür değişkenlere bağlıdır?

4. Doğa, kültür, insan ve toplum bağlamında doğal ve kültürel yaşam kaynaklarının sürdürülebilirliği neden önemlidir? Bu sürdürülebilirlik durumu nasıl sağlanabilir?

Türkiye Göstergebilim Çevresinin katkılarıyla yapılan bu çalışmadaki temel amaç, ülkemizdeki disiplinlerarası göstergebilim çalışmalarını bilimsel açıdan dünya standartlarına ulaştırmak ve Türkiye’deki alan çalışmalarını bir üst düzeye taşımaktır. Ayrıca göstergebilimi merkeze alarak disiplinlerarası çalışmalar yapmak isteyen öğrenci, akademisyen, araştırmacı ve profesyonellerin kullanımına sunmak üzere alan yazına katkıda bulunmaktır.

Bu editoryal çalışmaya katkı sunmak isteyen yazarlardan, konusunu, Ferdinand de Saussure (Avrupa ekolü) ve/veya Charles Sanders Peirce (Amerika ekolü) temelinde geliştirilen göstergebilim kuramlarından faydalanarak yukarıda belirtilen sorulardan birine ya da benzerine cevap aramaları, sorunları betimleyip, tartışıp çözüm önerileri sunarken göstergebilimin verilerinden yararlanmaları beklenmektedir.

Konuyu bilgilerinize sunar iyi çalışmalar dileriz.

Editörler

Murat Kalelioğlu

Mustafa Sarıca

Betül Çanakpınar

Züleyha Hande Akata

Önemli Notlar

1.  Yazarlar yapacakları çalışmanın konu başlığını, ortalama 300 kelimelik bir özeti ve en çok 5 adet anahtar kelimeyi içeren son sayfadaki “Çalışma Öneri Formunu” 31 Ağustos 2023 tarihine kadar aşağıda verilen adrese göndermeliler.

2. Editörler Kurulu tarafından başlık ve özet önerilerinin değerlendirmesi ve yazarlara geri bildirim sağlanması için son tarih 15 Eylül 2023.

3. Konu başlığı ve özet önerisi kabul edilen yazılar için tam metin son gönderme tarihi 31 Ocak 2024.

4.Tüm yazılar çift-kör hakem değerlendirme sürecinden geçirilecektir. Hakem raporları doğrultusunda kabul edilen çalışmalar gerekli düzenleme ve düzeltmeler için yazarlara gönderilecek olup bu yazılar düzeltilmiş haliyle en geç 15 Mart 2024 tarihinde editörlere gönderilmelidir.

5. Tüm gönderim ve yazışmalar için trgostergebilimcevresi@gmail.com adresi kullanılmalıdır.

PROF. DR. V. DOĞAN GÜNAY’IN ANISINA

“21. YÜZYILDA GÖSTERGEDEN GÖSTERGEBİLİME ANLAMLAMA YOLCULUĞU: DÜNYAYI ANLAMAK, GÖSTERGEBİLİMLE YENİDEN YORUMLAMAK”

YAZIM KURALLARI

Sayfa Düzeni: A4 Kağıt ölçüleri, Dikey,

Kenar Boşlukları: Normal (4 kenardan 2,5cm)

Yazı tipi türü: Times New Roman,

Yazı tipi boyutu: Başlıklar için 14 punto ve metin için 12 punto

Yazı tipi aralığı: Tek satır aralığı, metinden sonra 6 pt boşluk

Girinti: Her paragraf 0,5 cm’lik ilk satır girintisi ile başlamalıdır.

Kaynaklar: Kaynaklar, APA-7 kaynak gösterme stiline uygun olarak hazırlanmalıdır. Yazı tipi Times New Roman ve satır aralığı 6pt olmalıdır. Girinti 0,5 cm olmalıdır. Ayrıntılı bilgi için https://apastyle.apa.org/ adresini ziyaret ediniz.

Tablolar ve Şekiller

Hem tablolar hem de şekiller 1’den başlayarak numaralandırılmalıdır (Tablo 1, Tablo 2 vb.).

Tablolar: Tablolar dikey çizgiler içermemelidir. Tablonun altına ve üstüne ve tablo içindeki öğeleri sunmadan önce yatay çizgiler eklenebilir. Tablo, öğeleri sunarken herhangi bir satır içermemelidir (Tablo 1’de görüldüğü gibi, Değişken 1’in üstünde yatay bir satır vardır). Tablo numarası, tablo başlığı, tablo ve tablo alanı 0pt olmalıdır. Tablonun son satırı ile bir sonraki paragraf arasında 12 punto boşluk bırakılmalıdır. Tablo kalın harflerle yazılmış herhangi bir metin içermemelidir. Tablo başlığındaki her kelimenin baş harfi (bağlaçlar hariç) büyük harfle yazılmalıdır.

Tablo 1. Tablo Başlığı

DuvarEskici
DeğerlerHapishane  DışarıİstanbulHayfa
Kapalı+
Açık+++

Şekiller: Şekil başlığı şeklin altında yer almalı ve şekil numarası italik olarak yazılmalıdır. Başlık büyük harfle başlamalı, özel isimler veya kısaltmalar dışında kalan kısım küçük harfle yazılmalıdır. Başlık, kalın harflerle yazılmış herhangi bir metin içermemelidir. Şekil başlığı ile bir sonraki paragraf arasında 12 punto boşluk bırakılmalıdır.

Şekil 1. Şekil başlığı

Kıymetli bilim insanlarımız, bilim dünyamıza katkı sağlayacak olan bu önemli ve nitelikli çalışmada desteğinizi esirgemeyerek bizimle yol aldığınız için teşekkür ederiz.

Saygılarımızla

YAYIN SORUMLULARI